Ramazan-Tr: Kurban Bayramınız Kutlu, Mutlu ve Huzur Dolu Olsun..

   
  DİN|NAMAZ|DUALAR|PEYGAMBERLER|TR.GG
  R Harfi ile Başlayanlar
 
RABBANİ: (Ar.) Er. 1. Allahla ilgili. 2. Kendini bütün varlığıyla Allah'a teslim eden. Putçu inanıştan uzak, şalin amel işleyen, Allah'tan geleni kabul edip, O'nun dinine muhalif olana karşı çıkan.

 

RABIT: (Ar.) Er. - Rabteden, bağlayan, birleştiren. Nefsini dünyadan menedip ahirete bağlamış olan.

 

RABITA: (Ar.) Ka. 1. İki şeyi birbirine bağlayan şey, bağ. 2. Münasebet, ilgi. 3. Bağlılık, mensub olma. 4. Sıra, tertip, usul, düzen.

 

RABİ: (Ar.) Er. - Dördüncü.

 

RABİA: (Ar.) Ka. 1. Dördüncü. Saatteki salisenin 2. Tanzimattan sonra memurlukta kolağası derecesinde bir rütbe. 3. Ünlü kadın mutasavvuf.

 

RABİH: (Ar.) Er. - Yararlı, kazançlı, karlı.

 

RÂCİ: (Ar.) 1. Rica eden, yalvaran, dileyen. 2. Dönen, geri gelen. 3. Nis-bet ve ilgisi bulunan, dokunan.

 

RACİFE: (Ar.) Ka. - Sur'un kıyamette bütün canlıları öldürecek olan ilk üflenişi.

 

RACİH: (Ar.) Er. - Değerli, üstün. Fıkıhta: Delil ve Burhanların tercihinde delili öncelik kazanan taraf.

 

RACİYE: (Ar.) Ka. 1. Rica eden, yalvaran. 2. Umutlu.

 

RADİ: (Ar.) Er. - Boyun eğen, kabul eden, rıza gösteren.

 

RADİFE: (Ar.) Ka. - Kıyamette üfürülecek surun ikincisi

 

RADİYE: (Ar.) Ka. - Rıza gösteren, kabul eden, boyun eğen.

 

RAFET: (Ar.) Er. - Acıma, merhamet etme, esirgeme anlamında. Kur'an-ı Kerim'de Nur suresi 2. ayet. Hadid suresi 27. ayette geçmekledir.

 

RAFEDDİN: (Ar.) Er. - İslam dininin vermiş olduğu acıma, esirgeme duygusu. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

 

RAFIZ: (Ar.) Er. - Bırakan, salıveren.

 

RÂFİ: (Ar.) Er. - Kaldıran, yücelten, yükselten. Allah'ın isimlerinden, (bkz. Abdürrafi'). Rafi' b. Hadic, sahabeden.

 

RAFİA: (Ar.) Ka. - Her çeşit ayaklık ve destek.

 

RAFİH: (Ar.) Er. - Rahat ve huzurlu yaşayan.

 

RAĞIB: (Ar.) Er. - Arzulu, isteyen, rağbet eden. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.

 

RAĞİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Rağıb).

 

RAĞBET: (Ar.) Ka. - İstek, arzu. İstekle karşılama.

 

RAHATEFZA: (a.f.i.) - Rahat artıran. Türk müziğinin bileşik makamlarından. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

RAHDAN: (Fars.) Er. - Yol bilen.

 

RAHE: (Ar.) Ka. - Avuç içi, el ayası.

 

RAHİ: (Ar.) Er. - Rahat, huzurlu, dingin.

 

RAHİLE: (Ar.) Ka. - Rahat, sakin.

 

RAHİM: (Ar.) Er. - Esirgeyen, acıyan, koruyan, merhametli. Kur'an'da 220 yerde zikredilmiştir. Allah'ın isimlerinden, (bkz. Abdürrahim).

 

RAHİME: (Ar.) Ka. - Hafif sesli, latif konuşan kadın demektir, (bkz. Rahim).

 

RAHİYE: (Ar.) Ka. - Bal arısı.

 

RAHMAN: (Ar.) Er. - Bütün canlılara merhamet eden, koruyan. Kur'an-ı Kerim'de 55'ten fazla yerde zikredilmiştir. Yine Kur'an-ı Kerim'in 55. suresinin adıdır. - Allah'ın isimlerinden "abd" takısı alarak isim olarak kullanılır, (bkz. Abdürrahman).

 

RAHMANİ: (Ar.) Er. - Allah'tan gelen, kutsal, Allah'a özgü.

 

RAHMET: (Ar.). - Acıma, esirgeme, koruma, yarlığama. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

RAHMETİ: (Ar.) Er. - Rahmetle ilgili.

 

RAHMETULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ın esirgemesi, koruması.

 

RAHMİ. (Ar.) Er. - Acımayla ilgili.

 

RAHMİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Rahmi).

 

RAHŞAN: (Fars.) Ka. - Parıltılı. Işıltı.

 

RAHŞENDE: (Fars.) Ka. - Parıldayan, parıldayıcı.

 

RAİD: (Ar.) Er. - Gürleyen, gürüldeyen.

 

RAİDE: (Ar.) Ka. - Gürleyen bulut.

 

RAİF: (Ar.) Er. - Acıması olan, merhametli.

 

RAİFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Raif).

 

RAİK: (Ar.) Er. - Sade, saf, halis.

 

RAİKA: (Ar.) Ka. - Sade, saf, katışıksız.

 

RAKIM: (Ar.) Er. - Yazan, çizen. -Yükselti.

 

RAKİ: (Ar.) Er. - Namazda eğilen, rüku' eden. Kur'an-ı Kerim'de 4 yerde bu anlamda zikredilmiştir.

 

RAKÎB: (Ar.) Er. - Herhangi bir alanda üstünlük sağlamaya çalışan taraflardan herbiri. Koruyucu. "Görüp gözeten" Allah'ın isimlerinden.

 

RAKİD: (Ar.) Er. - Hareketsiz, durgun, yavaş.

 

RAKİDE: (Ar.) Ka. - Durgun, sessiz, hareketsiz.

 

RAKİK: (Ar.) Er. 1. İnce. Yufka yürekli. 2. Köle veya cariye.

 

RAKİKA: (Ar.) Ka. - (bkz. Rakik).

 

RAM: (Fars.) Er. - İtaat eden, boyun eğen, kendisini başkasının emrine bırakan. -İki isimlerde kullanılır. Ramcan, Ramcanan gibi.

 

RAMAZAN: (Ar.) Er. - Hicri (kameri) ayların dokuzuncusu, oruç ayı. Kur'an'da Bakara suresi 185. ayette ismi geçen ay ismi.

 

RAMİ: (Ar.) Er. - Atan, atıcı.

 

RAMİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Rami).

 

RAMİZ: (Ar.) Er. 1. Akıllı, zeki. 2. İşaretlerle simgelerle gösteren.

 

RAMİZE: (Ar.) Ka. - (bkz. Ramiz).

 

RÂNÂ: (Ar.) Ka. 1. Güzel, hoş latif, parlak. Çok iyi, çok ala. 2. Arapça'da "er'an" kelimesinin mücnnesi olup "ahmak, sünepe kadın" demektir. Erkek adı olarak da kullanılır.

 

RASÂFET: (Ar.) Ka. - Sağlamlık, dayanıklılık.

 

RASÂNET: (Ar.) Ka. - Sağlamlık, dayanıklılık, melanet.

 

RASİ: (Ar.) Er. - Kımıldamayan, oynamayan, sabit. Lenger atmış olan, demir üzerinde bulunan gemi.

 

RASİA: (Ar.) Ka. - Kabara. Kabara gibi yer yer konulan süs.

 

RASİF: (Ar.) Er. 1. Sağlam dayanıklı. 2. Denizin yüzüne çıkmış kayalar. 3. Taş, temel, rıhtım.

 

RASİFE: (Ar.) Ka. - Rıhtım, su içine yapılan set.

 

RASİH: (Ar.) Er. 1. Sağlam, temeli güçlü, dayanıklı. 2. Bir bilimde, özellikle din alanında çok derinleşmiş olan (kimse). Kur'an'da Rasihûn olarak geçer.

 

RASİHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Rasih).

 

RÂSİM: (Ar.) Er. - Resim yapan.

 

RÂSİME: (Ar.) Ka. 1. Âdet, töre. Merasim, tören. 2. Formalite.

 

RASİN: (Ar.) Er. - Sağlam, dayanıklı, güçlü.

 

RASİYE: (Ar.) Ka. - Büyük dağ.

 

RAST: (Fars.) 1. Sağ. 2. Haklı, doğru. Uygunluk. 3. Türk müziğinin en eski makamlarından. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

RASTAN: (Fars.) Er. - Doğru olanlar, haklı olanlar, haklılar.

 

RASTBİN: (Fars.) - Herşeyin doğrusunu gören. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

RASTİ: (Fars.) Er. - Doğruluk, gerçeklik, istikamet.

 

RASTKÂR: (Fars.) Er. - Doğru adam.

 

RAŞAN: (Ar.) Ka. - Titreme, titreyiş.

 

RAŞİD: (Ar.) Er. 1. Olgun, ergin, akıllı. 2. Doğru yolda olan. 3. Hak din olan İslam'ı kabul eden. Kur'an'da Hucurat suresi ayet 7'de geçmektedir. Ayrıca 4 halife için Raşid halifeler denmiştir. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

 

RAŞİDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Raşid).

 

RATİB: (Ar.) Er. 1. Sıralayan, düzenleyen (kimse). 2. Sabit, sağlam, yerleşmiş. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.

 

RATİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Ratib).

 

RAUF: (Ar.) Er. - Esirgeyen acıyan, çok merhametli. - Allah'ın isimlerinden. "Abd" takısı alarak kullanılır. -(bkz. Abdürrauf). Kur'an-ı Kerim'de 10'dan fazla yerde geçmektedir.

 

RAUFE: (Ar.) Ka. - (bkz. Rauf).

 

RAVEND: (Fars.) Er. - Kökleri ve sapları ilaç olarak kullanılan karabuğdaygillerden bir bitki.

 

RAVZA: (Ar.) Ka. - Çimeni, ağacı bol olan yer, bahçe. Ravza-i Mutahhara; Rasulullah'ın medfun olduğu mekan.

 

RAYET: (Ar.) - Bayrak. Sancak. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

RAYİHA: (Ar.) Ka. - Güzel koku.

 

RAYİHAN: (a.f.i.) Er. - Han bayrağı, han sancağı.

 

RÂZÎ: (Ar.) Er. - Boyun eğen, kabul eden, rıza gösteren. İslam dünyasında meşhur bir isimdir.

 

RAZİYE: (Ar.) Ka. - Kabul eden, rıza gösteren, boyun eğen.

 

REBAB: (Fars.) Ka. 1. Bir çeşit kemençe. 2. Arapça'da dostlar anlamına gelir. Hz. Hüseyin'in hanımının ismidir

 

REBİ: (Ar.) Er. - Bahar, ilkyaz.

 

REBİA: (Ar.) Ka. - (bkz. Rebi).

 

REBİYE: (Ar.) Ka. 1. Kış sonlarında yapılan ekim. 2. Eskiden ozanların bahara girerken büyüklere sundukları kaside.

 

RECA: (Ar.) Er. - Umut, umma. İstek, dilek.

 

RECAİ: (Ar.) Er. - İsteyen, rica eden, yalvaran. Allah'a yalvaran. As-hab'ın kullandığı isimlerdendir.

 

RECEP: (Ar.) Er. 1. Hicri kameri ayların yedincisi, üç ayların ilki. 2. Gösterişli, haybetli.

 

REFAH: (Ar.) Ka. - Bolluk, rahatlık, sıkıntı içinde olmamak.

 

REFAHET: (Ar.) Ka. - Bolluk, gürlük.

 

REFAKAT: (Ar.) Ka. - Refildik arkadaşlık, yoldaşlık.

 

REFET: (Ar.) Er. - Acıma, merhamet etme, esirgeme. Kur'an-ı Kerim'de Nur suresi ayet 2 ve ve Hadid suresi 27. ayette geçmektedir.

 

REFETTİN: (Ar.) Er. - (bkz. Rafeddin).

 

REFHAN: (Ar.) Ka. - Varlık içinde yaşayan.

 

REFİ: (Ar.) Er. - Yüksek, yüce, saygın.

 

REFİA: (Ar.) Ka. - (bkz. Refı).

 

REFİG: (Ar.) Er. - Bolluk ve rahat içinde geçinen.

 

REFİH: (Ar.) Er. - (bkz. Refhan).

 

REFİHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Refih).

 

REFİK: (Ar.) Er. 1. Arkadaş, yol arkadaşı, yoldaş. Muavin, yardımcı. 2. Koca. 3. Ortak. 4. Mesleğe yeni giren kimsenin rehber olarak tanıdığı kişi. Kur'an'da geçen bir isimdir.

 

REFİKA: (Ar.) Ka. - Eş, kan, zevce.

 

REFREF: (Ar.) 1. İnce, yumuşak kumaş. 2. Kenar saçağı. 3. Döşek, döşeme, minder, yastık. 4. Kuşu çok olan çimenlik. 5. Dallan salkım salkım olan ağaç. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

REFTAR: (Fars.) Ka. - Salınarak, edalı yürüyüş.

 

REGAİP: (Ar.) 1. Çok istek gören, beğenilen. 2. Armağanlar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

REHA: (Fars.) Er. 1. Kurtulma, kurtuluş. 2. (Ar.) Bolluk, genişlik, varlık.

 

REHAMET: (Ar.) Ka. - Sesin ince, yavaş ve tatlı olması.

 

REHASET: (Ar.) Ka. 1. Tazelik, yumuşaklık. 2. Ucuzluk.

 

REHAVİ: (Fars.) Er. - Türk müziğinin en eski birleşik makamı.

 

REHAYİ: (Fars.) - Kurtulma, necat. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

REHBER: (Fars.) Er. - Yol gösteren, kılavuz.

 

REİS: (Ar.) Er. - Başkan, baş.

 

REKÂNET: (Ar.) Ka. - Ağırbaşlılık, gururluluk.

 

REKİN: (Ar.) Er. - Gururlu, ağırbaşlı. Yüce, yüksek.

 

REKİNE: (Ar.) Ka. - (bkz. Rekin).

 

REKİZ: (Ar.) Er. 1. Gizli, gömülü define. 2. Sağlam, adamakıllı.

 

REMİDE: (Fars.) Ka. - Ürkmüş, korkmuş.

 

REMİZ: (Ar.) Er. l. İşaret, meramını isteğini işaretle ifade etme. 2. Alamet, amblem.

 

REMZİ: (Ar.) Er. - Remizle ilgili, remze ait, sembolik, simgesel.

 

REMZİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Remzi).

 

RENÂN: (Ar.) Er. - İnleyen, çınlayan.

 

RENGİDİL: (Fars.) Ka. - Türk müziğinde bir makam.

 

RENGİN: (Fars.) Ka. 1. Renkli, parlak renkli. 2. Güzel, hoş. Süslü.

 

RENGİNAR: (Tür.) Ka. - Nar renginde olan.

 

RESÂ: (Fars.) Ka. - Yetişen, yetiştiren, erişen.

 

RESAİ: (Ar.) Er. - Süsler, süs.

 

RESAN: (Fars.) - Erişenler, yetişenler, ulaşanlar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

RESANE: (Fars.) Ka. - Özlem, hasret.

 

RESANET: (Ar.) Ka. - Sağlamlık, metanet.

 

REŞAT: (Fars.) Er. - Layık, değer, yakışır.

 

REŞİDE: (Fars.) Ka. - Yetişmiş, olgunlaşmış, ermiş.

 

RESMİ: (Ar.) Er. 1. Devletle ilgili olan. 2. Törenle yapılan. 3. Çok ciddi.

 

RESMİGÜL: (Fars.) Ka. - Gül gibi güzel, gül biçiminde.

 

RESMİYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Resmi).

 

RESUL: (Ar.) Er. - Bir kimsenin sözünü başka bir kimseye tebliğ eden kişi. Elçi, Allah elçisi peygamber. Yeni bir kitap ve şeriatle gönderilen peygamber.

 

RESULHAN: (a.f.i.) Er. - Hükümdarların elçisi.

 

REŞAD: (Ar.) Er. 1. Doğru yolda, hak yolda yürüme. 2. Sultan Reşad; Osmanlı son dönem padişahlarındandır. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

 

REŞİD: (Ar.) Er. 1. Cenab-ı Hakk'ın isimlerinden. 2. İyi ve doğruyu seçebilen, malını idare gücü olan, rüşd yaşına ulaşmış akil ve baliğ (kişi) ergin, erişkin. 3. Akıllı hareket eden doğru yolda giden. - Abdürreşid olarak kullanılır. Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

 

REŞİDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Reşid).

 

REŞİDUDDİN:  (Ar.) Er. - Dinin akıllı kişisi, dini olgunluğa ulaşmış kişi.

 

REŞİK: (Ar.) Er. - Uzun boylu, yakışıklı.

 

REVA: (Fars.) Er. - Yakışır, uygun, yerinde.

 

REVAH: (Ar.) Er. 1. Bir şeyi elde etmeden doğan neşe. 2. Güneş battıktan sonra gece oluncaya kadar geçen zaman.

 

REVAHA: (Ar.) Ka. - (bkz. Revah). Ünlü sahabi Abdullah b, Revaha'nın babası.

 

REVAHİ: (Ar.) Er. - Bal arıları.

 

REVAİD: (Ar.) Er. - Gürleyen bulutlar.

 

REVAN: (Fars.) 1. Akan, su gibi akıp giden. 2. Ruh, can. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

REVHA: (Ar.) Er. - Rahatlık. Gönül rahatlığı.

 

REVİŞ: (Fars.) Er. - Biçim, tarz, üslup. Tutum, davranış, yol.

 

REVNAK: (Ar.) Ka. - Parlaklık, güzellik, tazelik, süs.

 

REVZEN: (a.f.i.) Ka. - Pencere.

 

REYAN: (Ar.). - Herşeyin evveli, ilk zamanı, tazelik zamanı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

REYHAN: (Ar.) Ka. 1. Fesleğen, güzel kokulu bir süs bitkisi. 2. Rızık, geçimlik, rahmet anlamına da gelir.

 

REYYA: (Ar.) Ka. - Güzel koku, reyhan.

 

REYYAN: (Ar.) - Suya kanmış, suya doymuş. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

REZAN: (Ar.) Er. - Ağırbaşlı, gururlu.

 

REZZAK: (Ar.) Er. - Bütün canlıların rızkını veren , onları nimetlendiren anlamında. Allah'ın isimlerinden. "Abd" takısı alarak kullanılır, (bkz. Abdürrezzak).

 

REZZAN: (Ar.) Ka. - Ağırbaşlı, ağır, onurlu.

 

RIDVAN: (Ar.) Er. 1. Rıza, razılık, razı olma. 2. Cennet kapısında bekleyen melek. Kur'an'da 10'dan fazla yerde geçmektedir.

 

RIFAT: (Ar.) Er. - Yükseklik, yücelik, itibar, yüksek mertebe.

 

RIFKI: (Ar.) Er. - Yumuşaklık, mülayimlik, yumuşak başlılık, naziklik, tatlılık.

 

RIFKIYE: (Ar.) Ka. - (bkz. Rıfkı).

 

RIZA: (Ar.) Er. - Razılık, razı olma, hoşnutluk, memnuniyet, muvafakat, kabul. Bir şeyin olmasına muvafakat etme. Kadere mukadderata boyun eğme.

 

RIZKULLAH: (Ar.) Er. - Allah'ın verdiği nimet. Nimetler veren Allah'ın kulu.

 

RİAYET: (Ar.) 1. Gütme, gözetme. 2. Sayma, saygı, itibar. 3. Ağırlama. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

RİCAL: (Ar.) Er. 1. Erkekler. 2. Onur sahibi kimseler.

 

RİKAB: (Ar.) Er. - Büyük, saygın bir kimsenin huzuru, önü. - Türk dil kuralına göre "b/p" olarak kullanılır.

 

RİKKAT: (Ar.) Ka. - İncelik, naziklik. Sevecenlik, acıma duygusu.

 

RİMAYET: (Ar.) Ka. - Atıcılık, ok, kurşun, gülle gibi şeyleri almada usta.

 

RİNDAN: (Fars.) Ka. - Dünya işini boş görenler, alçakgönüllüler, kalenderler.

 

RİSALE: (Ar.) Ka. 1. Mektup. 2. Kısa yazılmış, küçük kitap. 3. Dergi, mecmua.

 

RİSALEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin elçisi, peygamberi. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

 

RİSALET: (Ar.) Er. - Elçilik. Peygamberlik.

 

RİVA: (Ar.) - Suya kanmışlar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

RİYASET: (Ar.) - Reislik, başlık, baş olma, başkanlık. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

RİYAZ: (Ar.) Er. - Bahçeler, ağaçlık çimenlik yerler, ravza.

 

RİYAZET: (Ar.) - Nefis kırma, dünya lezzetlerinden ve rahatından sakınma, perhizle, kanaatle yaşama. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

RUHAN: (Fars.) Ka. - Güzel kokan, güzel kokulu.

 

RUHANİ: (Fars.) Er. - Ruhla ilgili. Gözle görülmeyen.

 

RUHCAN: (Tür.) Er. - Ruh ve can isimlerinden bileşik isim.

 

RUHFEZA: (Tür.) Ka. - Yükselen ruh, yüksek ruh.

 

RUHİ: (Ar.) Er. - Ruhsal, ruhla ilgili.

 

RUHİDDİN: (Ar.) Er. - Dinin ruhu, özü. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

 

RUHİNUR: (f.a.i.) Ka. - Nurlu, aydınlık yüzlü.

 

RUHİŞEN: (a.f.i.) Ka. - Şen, neşeli, canlı kimse.

 

RUHİYE: ( Ar.) Ka. - (bkz. Ruhi).

 

RUHNEVAZ: (Fars.) Ka. 1. Ruh okşayan. 2. Türk müziğinde bir makam.

 

RUHSADE: (Fars.) Ka. - Yanağını, yüzüne süren, yüzünü sürmüş.

 

RUHSAL: (Tür.) Ka. - Ruhla ilgili olan, ruhi.

 

RUHSAR: (Fars.) Ka. - Yanak. Yüz, çehre.

 

RUHSARE: (Fars.) Ka. - (bkz. Ruhsar).

 

RUHSAT: (Ar.) - İzin, müsaade. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

RUHŞAN. - (Ar.) Er. - Yüce, üstün, şanlı, ruh.

 

RUHŞEN: (a.f.i.) Ka. - (bkz. Ruhişen).

 

RUHUGÜL: (Ar.) Ka. - Güzel, temiz, latif kimse, gül ruhlu.

 

RUHUNUR: (Tür.) Ka. - (bkz. Ruhinur).

 

RUKİYE: (Ar.) Ka. - Büyüleyici, sihirleyici, efsun. Peygamberimizin kızlarından birinin adıdır.

 

RUŞEN: (Fars.) Er. - Aydın, parlak. Belli, aşikar.

 

RUŞENİ: (Fars.) Er. 1. Aydınlık, açıklık. Belli olma. 2. Bir tarikatın adı. Halvetiyyenin Ruşeni kolunun kurucusu olan Aydınlı Ömer Dede'dir.

 

RUZAN: (Fars.) Ka. - Günler, gündüzler.

 

RUZİ: (Fars.) Er. 1. Gündüze ait, gündüzle ilgili. 2. Rızık, azık, kısmet, nasip.

 

RUZİYE: (Fars.) Ka. - Gündüze ait, gündüzle ilgili.

 

RÜCUM: (Ar.) Er. - Akan yıldız.

 

RÜÇHAN: (Ar.) Er. - Üstünlük, üstün olma.

 

RÜKNEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin temel direği. - Türk dil kuralına göre "d/t" olarak kullanılır.

 

RÜKNİ: (Ar.) Er. l. Bir şeyin en sağlam yanı. 2. Saygın, güçlü, önemli kimse

 

RÜKUNET: (Ar.) Ka. - Ağırbaşlılık, gururluluk.

 

RÜSTEM: (Fars.) Er. - Yiğit, kahraman. İran'ın ünlü pehlivanı ve savaşçısı.

 

RÜSTİ: (Fars.) Er. - Yiğitlik. Üstünlük. Kuvvet.

 

RÜSUHİ: (Ar.) Er. 1. Sağlam, güçlü. 2. Becerikli, yetenekli.

 

RÜŞTÜ: (Ar.) Er. - Doğru yolda olan. Akıllı, ergin.

 

RÜVEYDA: (Ar.) Ka. - Hoş, ince, nazik, Rüveyde.

 

RÜVEYDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Rüveyda).

 

RÜVEYHA: (Ar.) Ka. - Zariflik, incelik.

 

RÜVİDE: (Ar.) Ka. - (bkz. Rüveyde).

 

RÜYA: (Ar.) Ka. 1. Uyku sırasında görülen şey, düş. 2. Hayal, umut.

 

RÜYET: (Ar.) - Görme, seyretme, bakma, görüş. Basiret, isabetli düşünme hassası. Kalp gözüyle manevi alemi görme, müşahade. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

RÜZGÂR: (Fars.) Er. 1. Zaman, devir. 2. Dünya, alem. 3. Talih. 4.
 
 
 
Tasarım kodu ıceblueking.tr.gg'den alınmıştır
 
 
Dinimizislam   -    İslamiyet   -   Peygamberlerimiz   -   İsim Sözlüğü
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol