Ramazan-Tr: Kurban Bayramınız Kutlu, Mutlu ve Huzur Dolu Olsun..

   
  DİN|NAMAZ|DUALAR|PEYGAMBERLER|TR.GG
  G Harfi ile Başlayanlar
 
GABRA: (Ar.) Ka. - Yer, yeryüzü, arz.

 

GAFFAR: (Ar.) Er. 1. Kullarının günahlarını affeden, Allah. 2. Çok merhamet eden. Allah'ın isimlerinden. -(bkz. Abdülgaffar).

 

GAFUR: (Ar.) Er. - Mağfiret eden, yarlığayan, affeden, bağışlayan, merhamet eden Allah. Allah'ın isimlerinden. - (bkz. Gaffar).

 

GAGAUZ: (Tür.) 1. Gökoğuzlar. 2. Hristiyanların Ortodoks mezhebine bağlı Türk kavmi. Balkanlar ve Rusya'da yaşamaktadırlar. Deliorman, Dobruca, Beşerabya ve Ukrayna'da oturan Hristiyan Türklere verilen ad.

 

GALİB: (Ar.) Er. 1. Galebe çalan, muzaffer, yenen. 2. Güçlü kuvvetli, kudretli, hükmeden. 3. Üstün baskın. Şeyh Galip: Meşhur divan şairlerinden. 1757-1798 yıllan arasında yaşamıştır. - Türk dil kurallarına göre "b/p" olarak kullanılır.

 

GALİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Galib).

 

GAMZE: (Ar.) Ka. 1. Süzgün bakış. 2. Çene veya yanak çukurluğu.

 

GANİ: (Ar.) Er. 1. Zengin varlıklı, bol doygun. 2. Sahip olduğunda fazlasını istemeyen. Allah'ın isimlerinden. - (bkz. Abdülgani).

 

GANİYE: (Ar.) Ka. 1. Zengin kadın. Zengin kız. 2. Çok hoş. 3. Şarkıcı.

 

GANİM: (Ar.) Er. - Ganimet alan.

 

GANİME: (Ar.) Ka. - (bkz. Ganim).

 

GANİMET: (Ar.) Ka. - Kafirlerle yapılan savaş sonucu ele geçirilen mal, para, silah gibi metalar. İslami usullere göre tasnif edilip, beytülmale, fakirlere, yoksullara ve mücahidlere dağıtılır.

 

GARİB: (Ar.) Er. 1. Yabancı, acaib. Kimsesiz, memleketinden uzak. Türk dil kuralları açısından "b/p" olarak kullanılır.

 

GARİBE: (Ar.) Ka. - (bkz. Garib).

 

GAVS: (Ar.) Er. 1. Suya dalma, dalgıçlık. 2. Yardım muavenet. 3. Yardım istemek için bağırmak. 4. Yardımcı, imdada yetişen. 5. Allah'ın velileri, hakkında kullanılır. Daha çok ünvan olarak verilir. - Gavs-ı Azam: Tarikat kurucusu, özellikle Abdülkadir Geylani için kullanılır.

 

GAYE: (Ar.) Ka. 1. Maksat, meram. 2. Netice, son, hedef.

 

GAYRET: (Ar.). 1. Çalışma, çabalama. 2. Kıskanma, çekememe. 3. Aziz ve kutsal bir şeye tecavüz edildiğini görmekten doğan asil temiz duygu. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GAZA: (Ar.) Er. - Din uğruna savaş.

 

GAZAL: (Ar.) Er. 1. Ceylan. 2. Geyik, âhû. 3. Geyik yavrusu. 4. Güzel göz, irigöz.

 

GAZALE: (Ar.) Ka. - Dişi geyik.

 

GAZANFER: (Ar.) Er. 1. İri arslan, şir. 2. Cesur, yürekli, yiğit adam. 3. Hz. Ali'nin lakabı.

 

GAZEL: (Ar.) Er. 1. Latif. 2. Kuruyarak dökülmüş ağaç yaprağı. 3. Divan, Fars ve Arap edebiyatlarında en yaygın nazım şekli.

 

GAZİ: (Ar.) Er. 1. Allah yolunda savaşan kişi. 2. Gaza sırasında yaralanan kimse. 3. Gaza sırasında yararlıklar gösteren kumandanlara verilen unvan. 4. 2. Mahmud zamanında çıkarılan altın sikke.

 

GAZİR: (Ar.) Er. 1. Yumuşak, mülayim. Tatlı, nazik, uysal.

 

GAZİRE: (Ar.) Ka. - (bkz. Gazir).

 

GAZİYÜDDİN: (Ar.) Er. - Din uğrunda yara alan, yaralanan. Savaşan.

 

GAZZAL: (Ar.) Er. - İplikçi.

 

GAZZALİ: (Ar.) Er. -  İslam aleminin büyük mütefekkirlerinden. - Babası "Gazzal-iplikçi" sanatçısı olduğu için kendisine Gazali adı verilmiştir.

 

GELİNCİK: (Tür.) Ka. 1. Yazın kırlarda yetişen kırmızı ve büyük çiçekli bitki. 2. Sansargillerden ince yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan. 3. Mezgitgillerden, yılan balığına benzer eti sevilen bir balık.

 

GENÇ: (Fars.) Er. 1.Hazine define. 2. (a.) Naz, eda, cilve.

 

GENCAL: (Tür.) Er. - Genç kal. -(bkz. Genç).

 

GENCAY: (Tür.) Er. - Ayın bir haftalık oluncaya kadar ki şekli, hilal.

 

GENCE: (Fars.) Er. - Kuzey Azerbaycan'ın Baku'dan sonra en büyük şehri.

 

GENCER: (Tür.) Er. - Yeni taze, körpe kimse, yiğit.

 

GENÇYAZ: (Tür.). - İlkbahar. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GERMA: (Fars.) Ka. - Sıcak yaz.

 

GEVAN: (Fars.) Er. - Kahramanlar, yiğitler.

 

GEVHER: (Fars.) Ka. 1. Değerli taş. 2. Elmas. 3. Bir şeyin aslı, esası.

 

GEVHER ŞAD: (Fars.) Ka. -Pırlanta gibi kıymetli ve neşeli. Gevherşad'. Baysungur'un annesi.

 

GEYSU: (Fars.) Ka. - Uzun saç, saç örgüsü, zülüf.

 

GEZEGEN: (Tür.) Er. - Güneş etrafında dolanan, ondan aldıkları ışığı yansıtan gök cisimlerinin ortak adı.

 

GIYAS: (Ar.) Er. - Yardım, gavs, nusret.

 

GIYASEDDİN: (Ar.) Er. - Dinin yayılması için yardımı dokunan zat. Gıyaseddin Keyhüsrev I: Anadolu Selçuklu Sultanı. - Türk dil kuralına göre "d/t" olur.

 

GİLMAN: (Ar.) Er. 1. Tüyü, bıyığı çıkmamış delikanlılar gençler. 2. Köleler, esirler. 3. Cennette hizmet gören erkekler.

 

GİLŞAH: (Fars.). 1. Balçık şah. 2. Balçıkta yapıldığı için Hz. Adem'in lakabı. 3. Farsların masal kahramanı Keyyummers'in lakabı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GİRAMİ: (Fars.) Er. - Aziz, muhterem, saygın ulu.

 

GİRAY: (Tür.). - Kuvvetli, kudretli. Kırım hanları tarafından unvan olarak kullanılmıştır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GİRGİN: (Ar.). - Herkesle çabucak yakınlık kurarak işini yürütebilen. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GİRYAR: (Fars.). Ağlayıcı, ağlayan, (bkz. Nalan). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GİZEM: (Tür.) Ka. - Sır karşılığı olarak kullanılan uydurma bir kelime.

 

GONCA: (Fars.) Ka. 1. Henüz açılmamış gül, tomurcuk. 2. Sevgilinin ağzı.

 

GÖĞEM: (Tür.). - Halk dilinde yeşile çalan mor. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÖKALP: (Tür.) Er. - Göklerin yiğidi bahadır.

 

GÖKBEN: (Tür.). - Gökle ilgili, uzay sema. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÖKÇAY: (Tür.), (bkz. Gökçe). -Kuzey Kafkasya da az tatlı su gölü. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÖKÇE: (Tür.) Ka. 1. Gökle ilgili göğe ait semavi. 2. Mavi, mavimsi. 3. Güzel hoş güzelce, latif. 4. Gösterişli.

 

GÖKÇEK: (Tür.) Er. 1. Güzel çok güzel. 2. Hoş, sevimli, cana yakın alımlı. 3. İnce narin zarif. 4. Güler

 

GÖKÇEN: (Tür.) Ka. -(bkz. Gökçe).

 

GÖKDOĞAN: (Tür.) Kuzey yarımkürede yaşayan bir doğan türü.

 

GÖKEKİN: (Tür.) - Yeni başak meydana getirmiş ekin. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÖKKIR: (Tür.) - At donlarından maviye çalan kır. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÖKKUŞAĞI: (Tür.) - Düşmekte olan yağmur damlacıklarında güneş ışınlarının kırılıp yansımasıyla gökyüzünde oluşan yedi renkli kemer biçimindeki görüntü alkı. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÖKMEN: (Tür.) Ka. - Mavi gözlü ve sarışın kimse.

 

GÖKSEL: (Tür.) Er. - Semavi, gökçül karşılığı olarak kullanılan uydurma kelam.

 

GÖKSEVİM: (Tür.) Ka. - Sevimli gök.

 

GÖKSU: (Tür.) 1. Türklerin oturduğu birçok akarsuya verilen isim. 2. Adana'dan gelerek Akdeniz'e dökülen Seyhan nehrinin önemli kollarından. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÖKSÜN: (Tür.) - Binboğa dağlarından Elbistan'ın güney batısında Seyhan nehrine karışan çay. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÖKŞEN: (Tür.) Ka. - Gökle ilgili, aydınlık ışıklı gök, uydurma bir kelime.

 

GÖKTEPE: (Tür.) Er. - Mavi tepe.

 

GÖKTÜRK: (Ar.) Er. - Orta Asya'da yaşamış eski bir Türk ulusu ve bu ulustan olan kimse.

 

GÖKYÜZÜ: (Ar.) - Göğün görünen yüzeyi (sema). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÖNENÇ: (Tür.) Ka. - Refah hali, mutluluk.

 

GÖNÜL: (Tür.) Ka. 1. İnsanın manevi varlığının ifadesi, inancı ve hislerinin kaynağı. 2. İstek, arzu, heves, niyet. 3. Duygu, his, aşk. 4. Kibir, gurur. 5. Tabiat, huy.

 

GÖRGÜ: (Tür.) Ka. 1. Bir topluluğa ait uyulması gereken nezaket kaideleri muaşeret adabı. 2. Deneme, tecrübe. 3. Görmüş olma durumu, görgü şahidi.

 

GÖRKEM: (Tür.) 1. İhtişam, gösteriş karşılığı olarak kullanılan bir kelimedir. 2. Gösterişli, heybetli. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÖRSEL: (Tür.) - Görmekle ilgili manasına kullanılan uydurma bir kelime. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÖZDE: (Tür.) Ka. 1. Göze girmiş olan sevilen beğenilen, benimsenen. 2. Beğenilen kadın. 3. Osmanlı sarayında padişahın ilk dört cariyesine verilen ünvan.

 

GÖZEN: (Tür.) Ka. - Bir nevi alageyik.

 

GÖZLEM: (Tür.) - Müşahade, gözlemek karşılığı olarak kullanılan kelime. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GUFRAN: (Ar.) - Günahların affı.

 

GULAM: (Ar.) Er. 1. Oğlan, uşak. 2. İran ve Hindistan'da (abd) kelimesi yerine kullanılmıştır. - Gulam Ali, Gulam İshak Han gibi.

 

GURBET: (Ar.) - Doğup yaşanılmış olan yerden uzakta yer. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÜÇLÜ: (Tür.) Er. 1. Gücü olan kuvvetli zorlu. 2. Bir musiki dizisinde duraktan sonraki en önemli perde.

 

GÜFTAR: (Fars.). - Söz, kelam. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÜFTE: (Fars.) Ka. 1. Söyleniş, söylenmiş. 2. Bir söz eserinin bestelenmiş bulunan manzum sözleri.

 

GÜHER: (Fars.) - Gevher, cevher, (bkz. Gevher). - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÜHERPARE: (Fars.) Ka. - Cevher parçası.

 

GÜL: (Fars.) Ka. 1. Çiçek. 2. Bilinen çiçek, gül çiçeği, gülağacı. 3. Tasavvufta Allah'ın birliğinin remzi. 4. Başına ve sonuna ek ve isimler getirilerek yeni isimlerin türetilmesinde kullanılan bir isimdir. - (Ayşegül, Gülay, vb).

 

GÜLABİ: (Fars..) Er. - Gülsuyu.

 

GÜLAFET: (Fars.) Ka. - Nefes kesen güzellikle. - Gül ve âfet kelimesinden oluşmuş birleşik bir isimdir.

 

GÜLBAHAR: (Fars.) Ka. - 1. Bahar gülü. 2. Ebru sanatında kullanılan koyu kırmızı renkte toprak. Gülbahar Hatun: Mehmet Il.'nin hanımı. Bayezid II ve Gevher Sultan'ın annesi.

 

GÜLBANU: (Fars.) Ka. - Gülhanım. Gül gibi güzel kadın. Gül hatun.

 

GÜLBEDEN: (Fars.) Ka. - Zarif, ince vücuda sahip. Gülbeden Begüm, Babur Şah'ın kızı.

 

GÜLBERK: (Fars.) - Gül yaprağı. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÜLBEŞEKER: (Fars.) Ka. - Bir çeşit gül tatlısı.

 

GÜLBEYAZ: (f.t.i.) Ka. - Beyaz gül.

 

GÜLBİN: (Fars.) Ka. - Gül kökü, gül biten yer.

 

GÜLBİZ: (Fars.) Ka. - Gül serpen, gül serpilmiş.

 

GÜLCİHAN: (Tür.) Ka. - Cihana, aleme bedel gül.

 

GÜLÇE: (Fars.) Ka. - Gülcük, küçük gül.

 

GÜLÇİN: (Fars.) Ka. - Gül toplayan, gül devşiren.

 

GÜLDEHAN:( Fars.) Ka. - Gül ağızlı, ağzı gül gibi olan.

 

GÜLDESTE: (Fars.) Ka. - Güldemeti, çiçek destesi. - Türk müziğinde mürekkeb makamlardan.

 

GÜLENAY: (Tür.) Ka. - Devamlı gülen, ayyüzlü kişi.

 

GÜLENBEY: (Tür.) Er. - (bkz. Gülenay).

 

GÜLENDAM: (Fars.) Ka.- Gül endamlı, gül boylu, nazik, güzel endam.

 

GÜLENNUR: (Tür.) Ka. - Gülmesiyle etrafı aydınlatan, ışık saçan kimse.

 

GÜLER: (Tür.) Ka. - Gülen, sevinçli, handan.

 

GÜLFAM: (Fars.) Ka. 1. Gül renkli. 2. Gül gibi kızıl olan.

 

GÜLGONCA: (Fars.) Ka. - Açılmamış gül.

 

GÜLGÜN: (Fars.) Ka. - Gül renkli, gül renginde, pembe.

 

GÜLHAN: (Fars.) Er. - Gül evi, ateşhane.

 

GÜLHANIM: (Tür.) Ka. 1. İyi huylu, nazik hanım. 2. Gül yüzlü hanım.

 

GÜLHAYAT: (Tür.) Ka. 1. Mutlu, huzurlu bir hayat. 2. Gül gibi güzel hayat.

 

GÜLİBAR: (Tür.) - Gül fırtınası. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÜLİSTAN: (Fars.) Ka. 1. Gül bahçesi, güllük. 2. Azerbaycan'da Karabağ bölgesinde bir mevki.

 

GÜLİZAR: (Fars.) Ka. 1. Gül yanaklı. 2. Al yanaklı. 3. Türk musikisinde mürekkep bir makam.

 

GÜLKIZ: (Tür.) Ka. - Güle benzeyen kız.

 

GÜLLÜ: (Tür.) Ka. 1. Gülü olan. 2. Gül desenli (kumaş). - Daha çok örfte kullanılır.

 

GÜLNAR: (Fars.) Er. - Hisar, kule.

 

GÜLNAME: (Fars.) Er. - Sevgiliye yazılan mektup, kaside.

 

GÜLNAR: (Fars.) Ka. - Nar çiçeği.

 

GÜLNAZ: (Fars.) Ka. 1. Gül yüzlü kadın. 2. Gül gibi, nazlı narin. - Birleşik isim.

 

GÜLNİHAL: (Fars.) Ka. 1. Gül fidanı. 2. Gül ağacı. - Birleşik isim.

 

GÜLNUR: (Tür.) Ka. - Etrafına ışık saçan, aydınlatan gül.

 

GÜLNÜŞ: (Fars.) Ka. 1. Güliçen. 2. Gülle özdeşleşmiş, gül gibi.

 

GÜLPERİ: (Fars.) Ka. - Gizli gül.

 

GÜLRANA: (Fars.) Ka. - Güzel gül, dışı sarı içi kırmızı renkte olan bir çeşit gül.

 

GÜLRİZ: (Fars.) Ka. 1. Gül saçan, gül serpen. 2. Meşhur bir çeşit lale.

 

GÜLRUHSAR: (Fars.) Ka. - Gül yanaklı.

 

GÜLSEREN: (Tür.) Ka. - Gül toplayan, gül dağıtan.

 

GÜLSEVİM: (Tür.) Ka. - Sevimli, güzel, hoş görünüşlü gül.

 

GÜLSU: (Tür.) Ka. - Gül renkli su, taze su.

 

GÜLSUNA: (Tür.) Ka. - Gül gibi çekici kadın. Güzel sevgili.

 

GÜLSÜM: (Tür.) Ka. - Hz. Peygamber (s.a.s.)'in kızlarından birinin adı.

 

GÜLŞAH: (Fars.) Ka. 1. Güllerin şahı. 2. Varaka'nın sevgilisi, masal kadın.

 

GÜLŞEN: (Fars.) Ka. - Gülbahçesi, gülistan, gülizar,

 

GÜLTANE: (Tür.) Ka. - Yeni açmış gül, gonca.

 

GÜLTEKİN: (Tür.) Er. - Genç delikanlı, nazik.

 

GÜLTEN: (Fars.) Ka. - Gül tenli, gül vücutlu.

 

GÜLZAR: (Fars.) Ka. - Gülbahçesi, gül tarlası.

 

GÜNAY: (Tür.) Ka. - Gündüz, gün aydınlığında ay.

 

GÜNEŞ: (Tür.) Ka. - Çevresindeki sisteme ait gezegenlerin etrafında döndüğü, ışık ve ısı yayan büyük gök cismi, şems.

 

GÜNEY: (Tür.) - Dört ana yönden biri. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÜNSEL: (Tür.) Er. - Hızlı akan sel.

 

GÜRAY: (Tür.) Er. - Yeni doğan ay.

 

GÜRBÜZ: (Tür.) Er. 1. İyi, yetişmiş, sağlam ve kuvvetli. 2. Cesur, kuvvetli. 3. Sağlıklı, sıhhatli.

 

GÜRCÜ: (Tür.) Er. - Gürcistan ahalisinden veya bu ahalinin soyundan olan. Gürcistan ahalisine ait.

 

GÜRÇINAR: (Tür.) Er. - Çok büyümüş, gelişmiş, serpilmiş.

 

GÜRDAL: (Tür.) Er. - Güçlü, gelişmiş dal.

 

GÜREL: (Tür.) Er. - Maiyeti geniş, çevresi güçlü kuvvetli.

 

GÜRGAN: (Fars.) Er. 1. İran'ın kuzeydoğusunnda bir yer. 2. Aksak Timur'un lakabı.

 

GÜRHAN: (Tür.) Er. 1. Hanlar hanı. 2. Kara-Hitay prenslerine verilen unvan.

 

GÜRKAN: (Tür.) Er. 1. Bol kan. Genç, taze, gelişmiş, serpilmiş.

 

GÜROL: (Tür.) Er. - Büyü, serpil, geliş.

 

GÜRSU: (Tür.) - Temiz, pak, hızlı su. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÜVEN: (Tür.) 1. Korku ve kuşku duygusundan uzak. 2. İnanma ve bağlanma duygusu. 3. Yüreklilik, cesaret. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.

 

GÜVENÇ: (Tür.) Er. 1. Güvenme, dayanma, itimat. 2.Övünme, gurur.

 

GÜZİDE: (Fars.) Ka. - Seçkin, seçilmiş, beğenilmiş.

 

GÜZİN: (Fars.) Ka. - Seçen, seçilmiş, seçkin, beğenilmiş. - Hz. Muhammed (s.a.s)'in dostu (halifesi) Hz. Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali (r.anhum).

 

GÜZİR: (Fars.) - Çare, derman. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
 
 
 
Tasarım kodu ıceblueking.tr.gg'den alınmıştır
 
 
Dinimizislam   -    İslamiyet   -   Peygamberlerimiz   -   İsim Sözlüğü
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol